Bitkilerde Külleme Hastalığı

Bitkilerde Külleme Hastalığı

Bitkilerde külleme hastalığı, yaprak ve sürgün yüzeyinde açık gri-beyaz pamukçuk benzeri bir tabaka oluşturan, Erysiphales takımındaki fungusların neden olduğu yaygın bir yaprak hastalığıdır. Tarla bitkilerinden süs bitkilerine, seralardan ev bitkilerine kadar çok geniş bir konukçu yelpazesinde görülür. Ülkemizde güllerde külleme hastalığı, begonvil külleme hastalığı, menekşe külleme hastalığı ve özellikle kalanşo külleme hastalığı gibi örnekler, hobi bahçıvanları ile profesyonel üreticilerin en sık karşılaştığı sorunlardandır. Hastalık, yaprak yüzeyinde hızla çoğalan miseller ve konidiler sayesinde “bitkilerde beyaz pamukçuk nasıl geçer?” sorusunu akla getirir. Külleme sporları bitkiye nasıl bulaşır, hangi koşullar hastalık riskini artırır ve hastalığın hem organik hem de kimyasal mücadele yöntemleri nelerdir sorularına yanıt aramak, kalıcı bir çözüm için anahtar niteliğindedir.

Külleme Hastalığı Nedir?

“Külleme hastalığı nedir?” sorusuna en kısa tanım, bitki dokularını yüzeyden enfekte eden ve fotosentez kapasitesini azaltan, obligat parazit bir mantar etmeni hastalığıdır. Hastalık etmenleri, yaprak yüzeyinde epifitik yaşam sürer; bu nedenle bitki hücrelerinin içine sınırlı şekilde penetrasyon yapar, ancak beslenme için haustorium adı verilen emici organlar oluşturur. Külleme, ‘‘bitkilerde yaprak hastalıkları’’ grubunun üyelerinden olsa da, enfeksiyon genellikle yaprak altında değil üst yüzeyde gelişir; bu durum külleme tabakasını çıplak gözle kolayca tanınabilir kılar. Özellikle “yapraklarda beyaz lekeler nasıl geçer?” diye merak eden yetiştiriciler, çoğunlukla karşılarında külleme etmenini bulur. Hastalık fotosentez alanını daraltır, stomaların işlevini bozar ve su dengesini olumsuz etkiler. Sonuç olarak gelişim geriliği, çiçeklenme sorunları ve verim kaybı ortaya çıkar.

Külleme Hastalığı Neden Olur?

Külleme hastalığı, birincil kaynak olarak kışı enfekte bitki kalıntıları üzerinde geçiren miselyal yapılar ve klamidiosporlarla başlar. İlkbaharda sıcaklık 15 °C’nin üzerine çıktığında ve gece-gündüz sıcaklık farkı belirginleştiğinde sporlar aktif hâle gelir. Nemin dalgalı seyrettiği, gündüz kurak, gece nemli koşullar “külleme hastalığı neden olur?” sorusunun temel cevabını oluşturur; çünkü konidilerin çimlenmesi için serbest suya değil, kısa süreli yüksek bağıl neme ihtiyaç duyulur. Yoğun azotlu gübreleme sonucu aşırı yumuşak doku oluşumu, aşırı budama ile bitki içinin havalanmasının bozulması ve yetersiz ışık da patojene davetiye çıkarır. “Bitkilerde pamukçuk nasıl geçer?” arayışında öncelik, bu elverişli koşulları ortadan kaldırmaktır.

Külleme Sporları Bitkiye Nasıl Bulaşır?

“Külleme sporları bitkiye nasıl bulaşır?” sorusu, hastalığın hızını anlamak için kritik öneme sahiptir. Konidiler, rüzgâr ve hava akımlarıyla metrelerce taşınabilir; sera içinde ventilatörler dahi yayılımı artırabilir. Çevredeki enfekte yapraklara temas eden işçi kıyafetleri, sulama hortumları ve makaslar da pasif taşıyıcı görevi görür. Sporlar yaprağa indiğinde, yüzeydeki çiy veya yüksek bağıl nem sayesinde bir saat içinde çimlenme tüpü oluşturur. Epiderma üzerine uygulanan hafif bir mekanik basınçla haustorium gelişir ve beslenme başlar. Dolayısıyla hastalığın ilk belirtileri çoğu zaman enfeksiyondan 3-7 gün sonra görünür. “Çiçeklerde beyaz yapışkan hastalık” olarak adlandırılan görünüm, gerçekte bu spor kütlesinin yoğunluğundan kaynaklanır.

Bitkilerde Külleme Hastalığı Belirtileri

Külleme belirtileri yetiştirilen türe bağlı olarak değişmekle birlikte, genellikle yaprak yüzeyinde un serpilmiş gibi görünen, silinebilir tozumsu lekelerle başlar. Genç sürgünler ve goncalar enfekte olduğunda şekil bozuklukları, renk solmaları ve fotosentez kaybı izlenir. “Bitkilerde beyaz pamukçuk nasıl geçer?” sorusuna cevap aranırken enfeksiyonun erken tanısı çok önemlidir; çünkü hastalık ilerlediğinde lekeler birleşerek yaprağı tamamen kaplar. Bu durumda transpirasyon bozulur, yaprak hızla yaşlanır, dökülür ve bitki “külleme hastalığı nasıl geçer?” aşamasında daha agresif tedaviye ihtiyaç duyar.

Yaprak ve Gövde Üzerindeki Tozumsu Tabaka

Yaprak ve gövde üzerindeki tozumsu tabaka, patojenin konidi zincirlerinin bir araya gelmesiyle oluşur. İlk lekeler dairesel ve sınırlıdır; fakat spor üretimi yoğunlaştıkça alan genişler. Gül, begonvil ve menekşe gibi süs bitkilerinde dekoratif yaprakların değeri hızla düşer. Toz tabakası geç dönemlerde kahverengileşerek nekrotik halka görünümleri oluşturur. Enfeksiyon sürgünlerde olduğunda, mantar gövde esnekliğini azaltır ve kırılganlığı artırır. “Güllerde külleme hastalığı” şikâyeti çoğunlukla bu toz tabakasının tomurcukları kaplamasıyla başlar; tomurcuk açılmaz veya deforme bir çiçek oluşturur.

Büyüme Geriliği ve Çiçeklenme Sorunları

Külleme, fotosentez yapan yeşil dokuya zarar verdiği için karbon asimilasyonu düşer; bitki enerji açığına girer. Sürgünler cılızlaşır, internod araları kısalır ve çiçek tomurcuğu oluşumu aksar. “Büyüme geriliği ve çiçeklenme sorunları” en belirgin olarak kalanşo gibi yoğun çiçek açan bitkilerde görülür. Bitki fizyolojisi için kritik olan fitohormon dengesi bozulur; genç dokuya aktarılan şekerler sap blokajı nedeniyle geri döner. Çiçek organları küçülür, renkler soluklaşır; bazı türlerde tomurcuk açmadan kurur. Bu tablo, “küllenme hastalığı sonrası bitki bakımı nasıl yapılır?” sorusunu gündeme getirir; çünkü stres altındaki bitki ek besin ve uygun ışıklandırmayla desteklenmezse, sonraki sezonda da verim kaybı sürebilir.

Külleme Hastalığı Hangi Bitkilerde Görülür?

Külleme etmenleri konukçu özelleşmesine sahip olsa da, sebze bahçelerinde kabakgiller (kavun, kabak), solanaceae (domates, biber), üzüm, tahıllar, süs bitkileri ve ev içi saksı çiçeklerinin neredeyse tamamı risk altındadır. Kalanşo külleme hastalığı tedavisi, orkide ve begonvil gibi tropik türlerin yanı sıra gül, menekşe, sardunya gibi klasik balkon bitkilerini de kapsar. Seracılıkta salatalık ve kabak üreticileri için “bitkilerde yaprak hastalıkları” listesinin ilk sırasında külleme yer alır; çünkü kısa sürede tüm serayı sarar. Tarla bitkilerinde buğday, arpa, yulaf gibi tahıllar yaprak kınına kadar enfekte olur, fotosentez kapasitesi düşer ve bin dane ağırlığı geriler.

Hangi Koşullar Külleme Hastalığı Riskini Artırır?

Hastalığın patlak vermesi için 20-27 °C sıcaklık aralığı, geceleri %90’a varan bağıl nem, gündüzleri ise %50-60 seviyelerine düşen kuru bir atmosfer idealdir. Yaprak yüzeyinde su film tabakası oluşmadan, kısa süreli nem artışı konidilerin çimlenmesine yeter. Dolayısıyla sisli sabahlar ve kuru öğleden sonraları içeren yaz-sonbahar geçişi kritik zaman dilimidir. Yoğun azotlu gübreleme ile oluşan yumuşak, suca zengin dokular; sık dikim nedeniyle hava akımının azalması; sera plastığının terleme yapması risk faktörlerini artırır. Ayrıca bitkinin doğal savunmasını zayıflatan fosfor ve potasyum eksikliği, “külleme hastalığı riskini artırır” ifadesini destekleyen ana unsurlardandır.

Külleme Hastalığının Bitkiye Etkileri Nelerdir?

Külleme, fotosentez azalması, solunum dengesizliği ve su kaybı yoluyla bitkinin enerji ekonomisini bozar. Erken evrede %10 civarında verim kaybı bildirilirken, ağır salgınlarda kayıp %80’e çıkabilir. Kozmetik bitkilerde tek bir lekeli yaprak dahi pazar değerini düşürür. “Bitkilerde beyaz pamukçuk nasıl geçer?” sorusuna geç kalındığında yaprak dökümü, kök-sürgün dengesi bozulması ve ikincil patojenlere açık davetiye söz konusudur. Çiçekçilik sektöründe transporter sırasında külleme sporlarının yayılması, karantina sorunları nedeniyle yüksek maliyetlere yol açar.

Külleme ile Organik ve Kimyasal Mücadele Yöntemleri Nelerdir?

Organik mücadelede süt tozu çözeltisi (oran %10), potasyum bikarbonat, kükürt tozu ve neem yağı gibi doğal fungisitler öne çıkar. Bu maddeler konidilerin çimlenmesini engeller, pH ve yüzey gerilimini değiştirir. “Külleme hastalığı doğal mücadele” başlığında ayrıca sirke-soda karışımı, sarımsak-soğan ekstraktı ve at kuyruğu (Equisetum arvense) dekoksiyonu sayılabilir. Kimyasal kontrolde triazol, strobilurin veya morfolin sınıfı sistemik fungisitler, ilaç değişim programıyla uygulanır; çünkü etmen hızla direnç kazanabilir. “Külleme ilacı ne zaman kullanılır?” sorusunun yanıtı, ilk lekeler görüldüğünde koruyucu dozda başlamak ve 7-10 gün aralıklarla devam etmektir.

Külleme Hastalığı Nasıl Önlenir?

Külleme hastalığını önlemenin temeli, bitkiyi strese sokmayan dengeli gübreleme ve iyi havalandırmadır. Fidelerin arası yeterli açıklıkta bırakılmalı, sabah erken sulama yapılarak yaprak yüzeyinin akşama kadar kuruması sağlanmalıdır. Hastalığa toleranslı çeşit seçimi, özellikle süs bitkilerinde uzun vadeli sigorta görevi görür. “Külleme hastalığı nasıl önlenir?” kapsamında sera dışı üretimde haftalık kükürt tozu uygulaması önleyici etki yaratır. Yabancı ot mücadelesi, enfeksiyon kaynağını azaltır; çünkü birçok yabancı ot, patojenin ara konukçusudur.

Çiçeklerde Külleme Hastalığı Nasıl Geçer?

Dekoratif çiçeklerde tedavi, estetik kaygılar nedeniyle kimyasal girişimi minimumda tutmayı hedefler. Potasyum bikarbonat ile hazırlanan %1’lik çözelti, yaprak yüzeyinin pH’ını yükselterek spor çimlenmesini baskılar ve “çiçeklerde külleme hastalığı nasıl geçer?” sorusuna düşük maliyetli bir yanıt sunar. Gül, begonvil ve menekşe gibi hassas türlerde, hasat sonrası pazara sevk edilecek örneklerde, gerekiyorsa strobilurin etken maddeli sistemik bir fungisit tek uygulama yapılır; etki süresi uzun olduğu için tekrara gerek kalmaz. Tedavi sonrası bitkiler gölgede kurutulur; ıslak yapraklarla doğrudan güneşe çıkarmak fitotoksite riskini doğurur.

Külleme İlacı Ne Zaman Kullanılır?

Kimyasal ilaç uygulama eşiği, lekelerin yaprak yüzeyinin %5’ini kaplamasıdır. Bu aşamada sistemik etki gösteren triadimenol veya tebuconazole grup ilaçlar yararlı olur; fungisit + yaprak gübresi karışımı, stresin azaltılmasına yardımcı olur. “Külleme ilacı ne zaman kullanılır?” denildiğinde gece sıcaklığının 15 °C’nin altına düşmediği, bağıl nemin yüksek olduğu dönemler kritik sayılır. İlacın sabah erken, rüzgârsız saatlerde uygulanması, yaprak yüzeyinde homojen bir film tabakası oluşturur.

Küllenme Hastalığı Sonrası Bitki Bakımı Nasıl Yapılır?

Tedavi tamamlandıktan sonra bitki beslenme dengesi yeniden kurulmalıdır. Fosfor ve potasyum ağırlıklı bir yaprak gübresi, hasar görmüş dokuların onarımını hızlandırır. Organik maddece zengin malç, kök bölgesinin nem dengesini düzenleyerek stres faktörünü azaltır. “Küllenme hastalığı sonrası bitki bakımı nasıl yapılır?” sorusunun bir diğer ayağı, budama ile enfekte dalların uzaklaştırılmasıdır; böylece yeni sürgünler daha sağlıklı büyür. Sulama, toprağı ıslatacak fakat yaprakları kuru bırakacak şekilde düzenlenmeli; otomatik damlama sistemleri bu noktada avantaj sağlar.

 

Etiketler: Bitkilerde Külleme Hastalığı
Temmuz 16, 2025
Listeye dön
cultureSettings.RegionId: 0 cultureSettings.LanguageCode: TR
Çerez Kullanımı

Sizlere en iyi alışveriş deneyimini sunabilmek adına sitemizde çerezler(cookies) kullanmaktayız. Detaylı bilgi için Kvkk sözleşmesini inceleyebilirsiniz.